Salı, Kasım 15, 2005

okuldan...


bir öğretmen hayatı boyunca topladığı deneyimleri harcamasa, yazsa bir kenara yazsa eminim emekli olma zamanı geldiğinde bir kitap yazacak kadar anı biriktirmiş olur elinde... her gün o kadar çok anlatılacak, bazen fıkra gibi komik, bazen trajik... emekli ikramiyesi kadar çok para kazanabilir çünkü eminim çok satar... herkes birşeyler bulur o yazılanlardan... Okul herkesin en az 5 yılını geçirdiği (artık 8) ve anılar biriktirdiği yer..
bugünden bir kaç ekstantane düştü benim payıma...

dönemin başından beri pek derse kalkma cesaretini gösteremeyen bir öğrencimden ilk ayrıntı...
dersin sonunda "sıcak koltuk" oynadık... Şampiyonu belirledik, zil çaldı. Bizimki yerinden kalktı, koşarak sıcak sandalyeye oturdu. Ben kitaplarımı topluyormuş gibi yapsam da bir yandan onu izliyorum çaktırmadan.. Oturdu, sanki o yarışıyormuş ve ona anlatıyorlarmış gibi dinledi... sonra "evet evet biliyorum HOSPITAL" dedi. Arkadaşlarını da ne yaptığını anlamamış öyle bakıyorlardı. sonra zıplamaya başladı "İşte ben de bildim, bildimmmm". Hayal güçleri çok sıkı çalışıyor, şimdi bana düşen o hayal ettiğini gerçek yapmak. onu da bir sonraki ders sıcak sandaleyeye oturtmalıyım. biraz üçkağıtçılık yapıp en kolay kelimeyi yazıp tahtaya bilmesini sağlamam gerek... :)


ikinci ayrıntı da sınıf öğretmeni olduğum sınıftan en fazla sorun çıkartan öğrenciden...Adını etik sözleşmemden dolayı ismini yazamıyorum... O da anlatılamayan ve çözülemeyen öğrencilerden. Yaşamak gerek onu... övgü anlaşılmasın, satır arasını onu tanıyanlar anlayacaktır ne anlatmak istediğimi. fiziksel gücünü arkadaşlarını sindirmek için kullanan, her gün farklı öğretmenden bir şikayet getiren bana ve benim her gün en çok ihtiyacım olan tenefüsleri ona danışmanlık yapmaya ayırdığım ve sayesinde artık ufaktan psikoljik danışman ünvanına da kavuşacağım öğrencim.. bu tenefüs yine konuştuk, anlattım anlattı... "tamam öğretmenim, anladım ben sizi anladım bundan sonra olmayacak" dedi gitti... inanamadım pek.. yanılmamışım, 10 dakika sonra koridorda karşılaştık : "öğretmenim, tamam uygularım dediklerinizi ama Pazartesi başlarım... Ne denir, ne yapılır??? Rejim mi bu pazartesi başlanıp salı bitsin??? çözemedim ben onu...


son da kafama takılan bir ayrıntı... dersine girdiğim 6. ve 7. snıflar ve dersine girmediğim 1-5 arası sınıflar bana seslenmek istediklerinde ya da selam verirken, soru sorarken "Öğretmenim" diye başlarken; 8. sınıflar " Hocam" diyorlar...
bu nasıl bir çelişkidir? Biz öğretmenler mi terfi ediyoruz yoksa onlar mı???

2 Comments:

Blogger Amire said...

çok ama çok güzel bir öğretmen olacaksın sen..ilk anlattığın olay ve ona ürettiğin çözüm ..ne denir ki senden öğrenecek çok şeyimiz var....çokkk...

11:33 ÖS  
Blogger nagice said...

geçmişte öğremcilerinin yazılıkağıdından notlarla yazan bir kitap okumuştum.ama adını hatırlıyamadım şimdi.Çok hoştu.
sizde bir gün bu güzellikleri niye paylaşmıyasınız ki?

11:37 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

web site counters
Expedia Coupon
Locations of visitors to this page