Salı, Kasım 08, 2005

sözüm olsun...




bu blog sanırım yavaş yavaş "bir öğretmenin günlüğü"ne dönüşmeye başladı... Hayat nerden akıyorsa yazılanlar da onu takip edecek tabii başka çaresi yok ki... hayatın üçte ikisi okulda geçiyorsa yazılar da okul olacak... kaçarsız...
mesleğe her başlayan yaşar galiba bu ikilemi... sistemin içinde erimeli miyim yoksa idealistliğe devam mı? İnsan dayakla eğitilmezi savunanlardanım ben... zaten bana göre de değil istesem de yapamam... Bugün sınıf öğretmeni olduğum sınıftan fazlaca yaramaz bir öğrenci geldi.. Dersim onların sınıftaydı. Derse girmek için sınıfa giderken yanıma geldi. "Öğretmenim başım dönüyor" dedi. Numara sandım derse girmemek için. Biraz konuşunca bir öğretmenin fena halde hırpaladığını öğrendim. Abartıyor sandım ama başka sınıflardan çocuklar da görmüşler olayı. İnanamadım. İnanmak istemedim. Ben öyle biliyordum. İnsansak dayak olmazdı. bunun başka yolları olmalıydı.
"Okullar hataların düzeltilmesi için vardı (telif hakkı : Amire Öğretmenim olup olabilecek en iyi rehber öğretmen :) ) ve hatalar olmasa biz ne işe yarardık??"
Ben hala bunların geçerliliğine inannıyorum
bugün söz verdim:
"Bir öğrenciye elim tokat için hareketlendiğinde ben bu işi bırakacağım"
"Çok büyük konuşmayacaksın hayatta" der annem
ama bu büyük söz
sözüm
...
hayattan iç açıcı satırlar düşmedi bugün
affola...


üstteki resim belki aydınlatır biraz :)

Ritornello
Dove sarai (io ti cerco sai)
anima mia (anima mia)
senza di te (ora e per sempre)
mi butto via (sei la mia piccola)
Dove sarai (ti cerco e capirai)
anima bella (anima bella)
stella gemella (stella gemella)
dove sarai (dove sarai)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

web site counters
Expedia Coupon
Locations of visitors to this page