AMASRA'YA YOLUN DÜŞERSE YAPMADAN DÖNME...
Amasra'da balık ( Barbun özellikle) ve salata yemeden (16 çeşit ot ve sebzeden yapılıyormuş ama biz 15 ini sayabildik)
Sokak aralarında çocuklarla ve yaşlılarla sohbet etmeden süper diyolaglar yaşanıyor.
Sokak aralarında çocuklarla ve yaşlılarla sohbet etmeden süper diyolaglar yaşanıyor.
Örnek 1:
(Çocuklar toka satıyor ve bizim ellimizde 20 YTL ve 45 Kuruş var. Toka da 50 kuruş.
Biz: 450 bin lira versek olur mu?
Mavili çocuk: Olur. 450 de olur 600 de olur. Ya da siz çıkın tepeye ben inerken veririm para üstünü. Yani o arada o kadar toka satacak, para toplanacak, bize de üstünü verebilecek.
Büyüdükçe bu temizlik kalmayacak.
Kalsan bu yaşında hep...
Örnek 2: Rehberime pası veriyorum onu da o anlatsın :)
Falezlerde mola vermedenÇiçeklere ve daha önce hiç görmediğiniz böceklere bakmadan...
Panaromik Amasra'ya bakmadan
Dağ yürüyüşü biraz yorucu kabul ama bu görüntüye değiyor...
Belvü Palas'ta misafir olmadan
Gün batımını Almira Cafeden izlemeden.
Hava kapalıydı biz pek yakalayamadık ama çok güzel olduğunu söylediler. Biz bu kadarını yakaladık. Gün batımı kızıllığı değil pembeliğiydi bizimki
Büyük Liman caddesinde teknelerin üzerinde oturmadan.
(Şansımıza bu görüntünün üzerine bir de müzik zevki çok gelişmiş bir balıkçının teknesinden yükselen müzik de eklendi
15 Comments:
nihayet:))
yaşamak ile yazmak ne kadar farklı değil mi??
ne kadar yazarsan yaz, ne kadar fotoğraf koyarsan koy, yaşanılan anlatılamıyor...
ancak çok güzel bir özet olmuş..zaten amaçta bu değil mi??farklı açılımlar sunmak..
kaleine sağlık..bir başka seyahatte buluşmak üzere:))
amaç kıskandırmaksa;imreniyoruz,özeniyoruz,kıskanıyoruz.
Bunlar ikincil amaçlar, birincil amaca ulaşmak için kullanılıyorlar.
Birincil amaç:
"Biz gittik, iyi geliyor, siz de gidin"
İkincil amaçlar başarılı olduysa
birincil amaç da etkin hale gelmesi lazım tabii ama şartlar da önemli.
:)
hanımefendi,son sıra "ne kadar civata varsa o kadar somun"a bağlamış birine lugatiniz pek seçkin geldi.
özlem ankaralı namık diye bi olay olgu fenomen var ve ben yeni keşfettim:)
"dinledik,iyi geliyor siz de deneyin"
(son fotografı çok beğendim.)
"ne kadar civata varsa o kadar somuna bağlamak" nedir hocam?
a. Ne ekersen onu biçersin
b. Elinde ne varsa idare etmeli
c. Ne kadar ekmek o kadar köfte
d. Özetle fenayım
Ankaralı Namık?
Duymadım sanırım
ama bu Ankaralı Turgut tayfasından biriyse duymasam daha iyi sanki.
Ankara'nın sevmediğim tek özelliği şu "Ankara müziği" denen anlamsız kelimelerle kalitesiz bir müziğin ortaya karışık edilmesi...
Onlardan mı bu da?
"Hayır" dersin umarım
:)
sevgiler
:)evet.
özlem,bir kez daha altını çizmekte fayda görüyorum,gücünü özsuyundan almayan bi sanatçı evrenselin rüzgarıyla dolduramaz yelkenini.
seçici geçirgen zarın imbiğinden süzülen eserini bi kuyumcu inceliğiyle işlemeyen yaratıcı özgünlük yollarında takılıp kalmaya mahkumdur.
son tahlilde ankaralı namık,klasik içanadolu temeline oturttuğu müzikalitesini yaratıcı şarkı sözleriyle tamamlıyor,bize de bu emprovize müzik şölenini izlemekten başka şık kalmıyor.
"düz git çevirmeye takılma,üfletirler"
Bu yorumların üzerine rastgele kanalları gezerken rastgeldim bu müzikalitesi yüksek (!) müzik şölenine.
Hem 1 tane değil, ikisi bir arada. Yıka-çık, dinle-kaç tadında. Ankaralı Turgut ve Ankaralı ?. bilmiyorum adını. Kayıp mı? Değil. :)
Yaratıcı sözler, itirazım yok ama ben Ankara müziği denince onlar gelsin akla istemiyorum. "Ben daha iyisini yazarım" gibi bir derdim de yok.
Ama biraz daha "dinlesek", müzik dinlerken... Seçkinci, elit olsun demiyorum. Arabesk de lazım insana caz da. Ama bu müzik ne bileyim.. Adı yok.
Şöyle bağlayalım: Müzikte zevkler tartışılmaz. Özsuyu farkı. Özgünler en azından :)
içeriğini bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız benzer biçimde resimlere de tekrar bakmalıyız onlara baktıkça yenilendiğimizi anlarız bir müzik yapıtını da yeniden dinlemeliyiz.o yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleştiğini,değiştiğini görürürüz.(1999-öss)
"aman garpuz kestim yiyen yoghk/namık halın nedir diye soran yoghk"
Derin mevzuymuş bu Namık'ın şarkıları, tamam pes
:)
amire söyledişğnde aman ne iyi hemen özlemin sayfasına gidiyim bir bakim demiştim.o gece yoktu.kaç gündürde hastalıklarla mücadele anca yazabildim.
aman gezin.hemde çok çok...
zamanında gezmişliğimizin gazıyla yola devam ediyoruz.evlilik sonra çocuk iyiki gezmişim diyor insan..
neyse siz gidin gezin bizimle paylaşın.biz gitmiş kadar olalım.
görüşmek üzere.
nagice
İçinize sinsin..pek güzel geçmiş gezi anlaşılan...
"Darısı başıma" demek pek güzel bir umut kaplıyor içimi...
Ankara'dan yazan biri olaraksa Özlem:
Altına imza atıyorum söylediklerinin...
:)
Nagice--- Geçmiş olsun, hastalıklar uzak olsun...
Biraz uzadı zaman bulmam Amasra notlarını kondurmak için.
Bu aralar çok duyuyorum bu cümleyi: "En güzel zamanlar, gezin gezebildiğiniz kadar..."
Neden?
Evlilik bu kadar sınırlayıcı ise hımmm... Düşünmek lazım tekrar :)
Ankaralı Biri-- Henüz adını bilmiyorum, içinde Ankara geçiyor şimdilik adının. Bu da yeterince iyi zaten.
İçimize sindi, sinmekle kalmadı, içimize işledi. Tekrar gitmezsek olmayacak artık.. Darısı başına, ayaklarına. Bizim ayaklar şanslıydı, oraya varabildi. Umarım sen de uygun zamanda çıkarsın yola.
ooooooooo birkaç gün uzak kaldık 13 yorum olmuş.. gözüm yerinden çıkacaktı...ilbr-özlem duellosunu okudum birşey anlamaya çalıştım anladım mı??malesef hayır..bana .... gibi geldi ama yorumumu özlem le konuştuktan sonra yazarım..pot kırmak istemem..bol yorumlar.. bu arada amasra 2 süper:)))
hey gidi hey be gittik be gördük be hava da atarız cakada...hava atılmayacak gibi değil ki...:))
Uygun fiyatlarla sikişin adresi sex hatlarında mevcuttur.
Yorum Gönder
<< Home