EN EN EN
Bu sıralar hayatımın En'lerim:
En kızdıran:
Bir meslektaşımın öğrencileri haremlik-selamlık bir oturma düzeninde yerleştirmesi. Çocukların tam yaşama bakışlarının oluştuğu çağlarında karşı cins arkadaşlarından uzak durmaları gerektiği düşüncesine alış(tırıl)maları. Korkuyorum :(
En üzen:
Okulun ilk günü, 1. sınıfların ilk heyecanları, yüzlerindeki ifadeler, bizi saatlerce bahçede oturtup içeri girmekte direnen bıdık Fatih'in yerlerdeki halleri, İstanbul, Ortaköy, Miniatürk, Yeşil Sera'da kahvaltı, masklı hallerimiz vs vs.. 800den fazla fotoğrafı DVD'nin bir an okumakta direnmesi sonucu hepsini kaybetmem
En korkutan, çaresiz hissettiren:
Bir öğrencinin derste epilepsi krizi geçirmesi, gelen doktorun herşeyi ellerime bırakıp
"Açın hocam ağzını hadi" demesi, çocuğun kilitlenen ağzını açamayışım, yaşamla-ölüm arasında kalışı(ımız)
En rahatlatan:
Krizi atlatan öğrencinin 2 saniyelik gülümseyişi, gelen ambulans, 2 gün sonra öğrencinin sağ salim dönmesi.
En güldüren:
En bilinçli (!) velilerimizden birinin cümlesi "Ya hocam bunlar ikiz zaten, aynılar, onun resmi kalmamış, öbürününkinden yapıştırıver"
En huzur veren:
Rehberimde hiç planlamadan yapılan çay sohbeti... Ellerine sağlık tekrar... İyi ki benim Rehberim o :)
En ıslatan, üşüten ve sonrasında hapşırtan:
Cuma günü çarşıda yakalayan yağmur
En şanslı hissettiren:
"Sen özelsin, bitanesin.." cümleleri. Megolaman değilim yanlış anlaşılmasın, ama hangimiz gülümsememz bunları duyunca. Hepimiz bir taneyiz zaten, hangimizden 2 tane var?
En çok dinleten:
Hepsi'nin Pepsilik şarkıları "Kaç Yıl Geçti Aradan" ve "Tempo"
Antonis Remos'tan ne gelirse
İncesaz
En heves ettiğim:
http://www.netfotograf.com/
Okulda yeni bir kulüp açtık, fotoğrafçılık.
Zaten toplantıda adı geçince herkesin bakışları bana döndü istemsiz.
Yaşasın, okulda minik fotoğrafçılar dolaşacak koridorlarda...
EFOT yardımların gerekli bize.
En yoran:
15.15'te başlayıp 19.30'da biten Kurul Toplantısı...
Ayrıntılarını bilmediğim bir sürü kurula üye yazıldım.
"Kantin gelirlerini denetleme kurulu, TKY danışmanlığı, Demirbaş alımı denetleme kurulu" vs.
Bunlaran 2'si yoracağa benzer, hadi bakalım :)
En kızdıran:
Bir meslektaşımın öğrencileri haremlik-selamlık bir oturma düzeninde yerleştirmesi. Çocukların tam yaşama bakışlarının oluştuğu çağlarında karşı cins arkadaşlarından uzak durmaları gerektiği düşüncesine alış(tırıl)maları. Korkuyorum :(
En üzen:
Okulun ilk günü, 1. sınıfların ilk heyecanları, yüzlerindeki ifadeler, bizi saatlerce bahçede oturtup içeri girmekte direnen bıdık Fatih'in yerlerdeki halleri, İstanbul, Ortaköy, Miniatürk, Yeşil Sera'da kahvaltı, masklı hallerimiz vs vs.. 800den fazla fotoğrafı DVD'nin bir an okumakta direnmesi sonucu hepsini kaybetmem
En korkutan, çaresiz hissettiren:
Bir öğrencinin derste epilepsi krizi geçirmesi, gelen doktorun herşeyi ellerime bırakıp
"Açın hocam ağzını hadi" demesi, çocuğun kilitlenen ağzını açamayışım, yaşamla-ölüm arasında kalışı(ımız)
En rahatlatan:
Krizi atlatan öğrencinin 2 saniyelik gülümseyişi, gelen ambulans, 2 gün sonra öğrencinin sağ salim dönmesi.
En güldüren:
En bilinçli (!) velilerimizden birinin cümlesi "Ya hocam bunlar ikiz zaten, aynılar, onun resmi kalmamış, öbürününkinden yapıştırıver"
En huzur veren:
Rehberimde hiç planlamadan yapılan çay sohbeti... Ellerine sağlık tekrar... İyi ki benim Rehberim o :)
En ıslatan, üşüten ve sonrasında hapşırtan:
Cuma günü çarşıda yakalayan yağmur
En şanslı hissettiren:
"Sen özelsin, bitanesin.." cümleleri. Megolaman değilim yanlış anlaşılmasın, ama hangimiz gülümsememz bunları duyunca. Hepimiz bir taneyiz zaten, hangimizden 2 tane var?
En çok dinleten:
Hepsi'nin Pepsilik şarkıları "Kaç Yıl Geçti Aradan" ve "Tempo"
Antonis Remos'tan ne gelirse
İncesaz
En heves ettiğim:
http://www.netfotograf.com/
Okulda yeni bir kulüp açtık, fotoğrafçılık.
Zaten toplantıda adı geçince herkesin bakışları bana döndü istemsiz.
Yaşasın, okulda minik fotoğrafçılar dolaşacak koridorlarda...
EFOT yardımların gerekli bize.
En yoran:
15.15'te başlayıp 19.30'da biten Kurul Toplantısı...
Ayrıntılarını bilmediğim bir sürü kurula üye yazıldım.
"Kantin gelirlerini denetleme kurulu, TKY danışmanlığı, Demirbaş alımı denetleme kurulu" vs.
Bunlaran 2'si yoracağa benzer, hadi bakalım :)
7 Comments:
bu yazdıklarını okuyunca aklımna "yalınlık " geldi...ve merak ettim baktım ne demek diye..şu tanım çıktı karşıma...
yalınlık, karmaşık olmama, süsten ve her tür fazlalıktan arınmış olma gibi nesneler için fiziksel bir nitelik olmasının yanında, estetiğin ötesine geçen ahlaki ve yaşamsal boyutları da kapsayan kendini ve çıkarlarını düşünmekten, bencillikten, gösterişten, dünyevilikten uzak maneviyat durumudur.
hah dedim tamam bu işte...
Sağolunuz Rehberim :)
özlem veline neden parantez içi ünlem yaptın bence gayet mantıklı yani:)
Şöyle açıklayayım İlbercim:
Bu ikiz kardeşlerden biri otizm hastası. Ne yazık ki fiziksel olarak da bu rahatsızlığı dışarıdan farkediliyor. İkiz olmasına rağmen farklı okulda şu an.
İkiz ama tıpatıp değiller...
E benim neyim eksik...
Bir "en" de benden...
En ilgiyle izlediğim sayfa:
"hayattan"
Bir "en" daha o zaman:
En vefalı "hayattan" takipçisi:
ADAMIN BİRİ
:)
:)
Parmaklarınızın dokunduğu tuşlardan "adımın" dökülmüş olması ne hoş...
Mütehassıs oldum...
Sağolun, varolun...
Yorum Gönder
<< Home