Cuma, Ocak 05, 2007

Bu hafta kısacık ufacıktı belki ama yetti her yönden, aşağıda anlatılacağı sebepten.
2 gün açıktı sadece okul bayram tatili olduğundan.
Ama 2 gün yetti: Çocukların söylediklerine gülmeye, geç kalanlara kızmaya, hastalık-kaza haberlerine üzülmeye, halimize şükretmeye. Yetti hepsine zaman.
En çok da "İyi ki burdayım" demeye.
Bunu söyleten sebep:
Olay bir perşembe günü öğleden sonra 6. dersin başında şekillenir.
Öğretmen Özlem 5 günlük tatil sonrası tam gün ders yapmış olup olunabilecek kadar yorgundur.
Son ders için kapıdan girer.
4A vardır sahnede.
Bir kaos, bir gürültü, bir yerleşememe, sandalye çekme, "O benim sandalyem arkasında adım yazıyor" cümleleri ile birlikte.
Öğretmen Özlem bekler sınıfın ortasında durup.
Ama kaos bitecek gibi değildir.
Kulakları tıkama, ciddi ciddi bakmalar, kitapla yüzü kapatma... (ki bu yöntemler zamanında test edilip başarısı tescillenmiştir)
Hiçbir yöntem işe yaramaz.
10 dakika kadar bir süre böyle geçtikten sonra sınıf sakinleşir.
Ayakta sessiz öğretmenin yüzüne bakmaktalardır.
Ne olmuştur ki, öğretmen köpürmek üzeredir.
Onlar ne yapmıştır???
Öğretmen küser o ders için ve ders işlememe cezası vereceğini söyler.
Bu haber 7 ve 8. sınıflar için ödül olacağından sevinç nidaları ile karşılancağı kesindir.
Ancak onlar için "Yaaaa, öğretmenimmmm lütfen, özür dileriz" ler ve sıraya vurma gibi tepkiler başgösterir.
:)
Öğretmen hiç istifini bozmaz, zaten çok sinirlidir.
Öyle 7-8 dakika kadar öğretmen sınıfa, sınıf da öğretmene bakar.
Tam bir sabır denemesi.
Öğretmen yüzlerindeki ifadelere gülmek istese de numaraya devam.
Başladı artık oyun, sonlanacak, çaresi yok.
Biri dayanamaz özür mektubu yazmaya başlar.
Küçük yaş sınıflarında biri ne yaparsa hepsi arkasından gittikleri için tüm sınıfta bir edebiyat havası eser.
Öyle ki bir ara duygular dile gelip akrostiş çalışmalr olarak kağıda dökülür.
....
sonrası:
O anda okumadım, yumuşarım diye.
Bankada sıra beklerken okudum ve çok eğlendim, duygulandım, şanslı hissettim, güldüm.
Haftanın şiir yarışması birincileri karşınızda (Hepsi 1.)
Noktasına, virgülüne dokunmadan...
------
Özledim o güzel kokunu
Zalim kalbimi sana vericem kabul edersen
Lale kokusu var üzerinde özlettin kendini
En güzel insansın sen
Melekler gibi uçuyorum sevinçten gökyüzüne
-------
Öğretmenim özledim seni
Zalimce davranma affet beni
Laleler, güller feda olsun sana
En çok sevdiğim öğretmensin
Melek gibisin ama inadın var.
--------
Öğretmenim sizi çok seviyoruz
Zor olur öbür öğretmene alışımız
Lale gibisiniz
Elimizde yok kopya
Melek gibisiniz
-------
İngilizceyi öğreten
Sensin bana öğretmenim
Bizi sevindirdin
Bizi neşelendirdin öğretmenim.
Senin dersine girerken
Bir heycan bir sevinç
Kaplar kalbimi
Derse girmenizi heycanla beklerim.
------
Özellerin özeli
Zekilerin zekisi
Lalelerin bir tanesi
Evet deyin ne olur
Melek öğretmenim
------
Sınıfa girince her sabah
Güler yüzünle gelince
Güzel ders işlerdik orada
Orası bizim sınıfımız değil
Senin sınıfın
Şimdi küstün bize konuşmuyorsun
Artık ders işlemiyoruz
Sizinle birlikte
İşallah bizi ad edersin.
------
Ben bunu sevdim.
Arada bir kızar gibi yapmak lazım...
Yoksa bir daha nerden bulurum böyle şiirleri, kim yazar ???
:)

12 Comments:

Anonymous Adsız said...

yerim ben onları ya...ne de güzel anlatmışlar hislerini hem de harflerle sınırlamalarına rağmen.sınıf öğretmenleri bizden daha şanslı mı ne bu yaşlarda daha da sınırsız oluyor çocukların sevgisi...ama bizimkilere de haksızlık etmeyelim sınıfıma yaptığım dilek kutusunda gerçekten hatasını anlamış öğrencinin mahçupluğu oluyor.bugün açtım bir tanesini.özrünü dilemiş,hatasını anladığını yazmış.sonra da demişki;öğretmenim affettiyseniz bana söyleyin bileyim.ama affetmediyseniz yine söyleyin onu da bileyim.ikinci ders bu yüzden suskundum çok üzüldüm...bir de bakışını getir çocuğun gözünün önüne ....affettik bile...ama hatasını anladığına kanaat gtirdikten sonra tabi.en azından o öyle bilmeli.öğretmenliğin güzelliğini ve özelliğini tekrar yazma gereğini duyuyorum.özlemcim eminimki sen kızmasan da sana böyle güzel satırlar gelecektir.umarım o stresi bir daha kolay kolay yaşamazsın,umarım böyle güzel şiirlerden yüzlerce alırsın.yüreğine ve klavyene sağlık,okuyoruz yazmaya devam....elif

1:29 ÖÖ  
Blogger Adamın Biri... said...

Ne keyifli olmalı anlattıklarını yaşamak Özlem hocam.

Ben bilemem o duyguyu ancak tahmin edebilirim.O da olduğu kadar, ama öyle güzel yazmışsın ve yazmışlar ki, ben bile bir "hoş" olarak okudum hepsini.

Arada bir kızar gibi, küser gibi yapmak gerçekten iyidir.Aslında bu yaşadığımız yaşamlarımızda da geçerli.Arada tuz, biber, baharat çeşitleri katmalı, tadı doyulmaz olsun diye.Ben yemek yaparken kullanırım bazı katkılar ve onlara "lezzetçiler" derim. Yaşamlarımıza da arada katmalı lezzetçilerden.

Ama sakın endişe etme Özlem hocam.Eminim ki daha çoook şiirler bulacaksın yaşamında.Kimlerin yazdığınıda okudukça göreceksin.

11:33 ÖÖ  
Blogger ÖZLEM said...

Elif--- O dilek-şikayet kutusu çok iyi fikir. Ben çalabilirim hani :)
perde fikrini ben de uyguladım, çok hoş görünüyor şimdi. Ama vallahi ben de düşünmüştüm onu daha önce ama pratiğe geçişi gecikti. :)
ha bir de onlar var ya hani o dilek kutusunu dolduranlar o kadar şanslı ki...

Adamın Biri---gerçekten öyle. Bu kızgınlıklar %1-2 lik kısmı yaptığım işin, kaldırması kolay oluyor.
Başka şiirler alsam da bunlar kadar olmaz eminim.Çünkü saf bu cümleler, içinde artniyet yok. Ne aklına geldiyse hissettiği yazmış.
Büyüdükçe işin içine başkalıklar giriyor. Büyüklerin dünyasında yok bunlar.
Nazım'ın şiirlerini okurdum, böyle bir aşk olabilir mi diye şaşırır, Piraye'ye özenirdim.
Ama Can Dündarın kitabında okuduktan sonra o şiirler bile anlamsızlaştı gözümde Nazım yolunu Münevver'e çevirdiğinde..
Anlatabildim mi?
İşte bu yüzden ben inanmam çocuk şiirleri dışındakilere.
Çocuk şiiri olsun benim hayatımda bol bol...
Haftaya olmaz da 10 gün içinde tekrarlayacağım bu kızma seansını
:)

12:46 ÖS  
Blogger Amire said...

Ö ğretmenlerin öğretmenisin sen
Z alimsin bazen
L akin yakışıyor sana
E şsiz kalbin ne de güzel
M utluluk hep senle olsun

:)

2:35 ÖS  
Anonymous Adsız said...

KOMŞUM,GÜLE GÜLE KULLAN PERDELERİNİ PAZARTESİ KAHVEYE GEÇERİM SANA,PERDELERİNİ GÖRMEYE...DİLEK KUTUSUNU SEN DE YAPABİLİRSİN ÖĞRENCİLERİN ŞANSI ARTAR BÖYLECE,TEŞEKKÜR EDERİM.BAK NE DİYECEĞİM SANA,SEN KIZMA NUMARASINA HİÇ GİRME.BU YAZILANLARI PANOYA AS.BUNU GÖREN ÖĞRENCİLER, HER SINIFTAN EMİNİM BİZİMKİLERDEN DE,SANA SİİR YAZACAKLARDIR.BİR DENE...SEVGİCE KAL...ELİF

1:10 ÖÖ  
Blogger ÖZLEM said...

A cemi Özlem çaylaktı başladığında
M üdürleri en doğru kararı vermiş seni bana rehber yaparal
İ zindeyim ve olacağım
R eddemem hakkını üzerimdeki
E diyorum şükür
:)

Nasıl ????

Komşuma---tamam, beklerim gerçekten ama :)
pano fikri fena değil
uygulamaya geçecek

9:56 ÖS  
Blogger ahmet said...

ilk kez bi blog neymiş öğrenmiş bulunuyorum güzel bişey kutlarım sizi iyi yapmışsınız noktalama işaretlerini sevmiyorum saygı duyuyorum ayrıca bunları yazabilmem için blog açmam gerekliymiş artık bi blog um oldu çok mutluyum bende beklerim güzel yazamıyorum benim blog umada siz yazın rica ederim ben okurum hepsini

1:48 ÖÖ  
Blogger ÖZLEM said...

Hoşgeldin Ahmet, bloglar alemine.
Noktalama işaretleri seni sınırlamadığı noktaya kadar yararlıdır, güzeldir. Kısıtladığı anda vazgeçebilirsin tabii. Saygı duyarız.
Bloguna uğradım ama henüz yazı yok, yazmalısın

7:29 ÖS  
Blogger ahmet said...

Merhaba Özlem
hoşgeldim sanırım hakikaten ve hoşuma gitti ilk günlüğümü yazdım çok mutlu oldum anlatamam
ayrıca teşekkür ederim baktığın için yakında şöyle resimli bişey yaparım artık görüşmek okunmak dileğiyle

2:01 ÖÖ  
Blogger ÖZLEM said...

tebrikler, devamını bekliyoruz o zaman..hoşgeldin tekrar :)

5:30 ÖS  
Anonymous Adsız said...

müthiş. çok hoşuma gitti.

4:34 ÖS  
Blogger rahel said...

Uzun zamandır bu kadar içten, bu kadar kocaman gülmemiştim. :)

5:19 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

web site counters
Expedia Coupon
Locations of visitors to this page