Çarşamba, Ocak 24, 2007

Vize tamam :)




Aşılması gereken engel aşılmıştır artık yollar açık.
Geçen cuma konsoloslukta görüşme için izin alıp okuldan tam orda olmamız gereken zamanda ordaydık.
Ama güvenlik tüm dünya üzerindeki italya konsolosluklarının bilgi sistemlerinde sorun olduğunu söyledi.
İdata firmasında sevgiler burdan.
Bilenler bilir. Aracı firma, tüm belgeleri inceleyip size randevu günü vermekle sorumlular ve gerekli durumlarda iletişimi sağlamakla.
Tüm iletişim bilgilerimiz de onlarda olmasına rağmen haber verecek zamanları ve enerjileri olmamıyor çalışanlarının, iyi düşünmek lazım çok çalışıyorlar çok :)
Biz ve bizimle beraber arkada bekleyen herkes isyanlarda tabii.
Tekrar izin alacak herkes işinden gücünden.
Olmaz olamaz.
Akılcı bir çözüm önerdiler ama:
Görüşme yapıldı notu düşüldü, bizim adımıza başka biri alabilecek vize ve pasaportları.
Vize tamamdır işin özeti.
Okulda işler o kadar yoğun ki hiç yollara düşecek olduğumu farkedemedim.
Koşuşturmacalar hafifleyince artık farkındayız.
Gitmek lazım şimdi.
Bizi yolcu etmek isteyenler olursa 29 Ocakta Sabiha Gökçendeyiz
:)


Cuma, Ocak 12, 2007

Yine yollar göründü...+İtalya Vize Belgeleri

Yine yol var gezmek isteyene. :)
Bir ay oldu planlamaya başlayalı belki ama planlamadan ciddi hazırlık aşamasına geçiş son 2 haftadır.
Düşünülecek ayrıntılar fazla.
İlk atlanması gereken engel vize.
Vize hem de italya vizesi.
Kendi ülkeleri ne kadar tehlikeli olursa olsun gelecekleri (doğudan geliyorsa gelen özellikle) potansiyel tehlike olarak algıladıklarından istenen belgelerin listesi oldukça kalabalık.
Bir yandan dönem sonu okuldaki son işler birikti, bir yandan Bilgisayar sınıfındaki bilgisyarların bakım zamanı, bir yandan özel dersler, üzerine de vize telaşı.
Az uyuyorum, çok düşünüyorum ama ne garip ki çok az yoruluyorum.
Bu haftasonu Cuma yorgunluğu yoktu üstümde.
Tempoyu tutturdum galiba, iş yükleri yormuyor artık.
Gerekli belgeler bu cuma itibariyle tamamlanıp İstanbul'a doğru yola çıktı.
Hayırlı olsun :)
---
Biz uğraştık, bizden sonrakilere kolaylık olsun bari.
Neler yaptık:
1-2. pasaport ve sigorta belgelerin iskeleti gibi görünse de en kolay halledilenleri.
Pasaport için Emniyet Müdürlüğüne başvuruyorsunuz. Harcı yatırdığınıza dair makbuz, fotoğraf, görev yeri belgesi ve dilekçe. Ertesi gün en geç 2 gün içinde elinizde.)
Sigorta için de 10 dakika ve yaklaşık 40 YTL yeterli.)
--
3. Sonra arkası beyaz fonda vize fotoğrafı bu da kolay.
(Öyle bir gülümseyin ki konsolos "ya bu çok istiyor Venedik'i görmeyi, ispanyol merdivenlerine oturmayı". Eee bir de arkası beyaz olsun tamamdır.
--
4. Başvuru formu (eksiksiz doldurulmuş, imzalanmış ve fotoğraf yapışturılmış şekilde)
--
5. "Benim param var oooo sizin ülkenizde kalmaya meraklı değilim, bir gezip görüp döneceğim vatanıma" yı kanıtlayacak kadar bir meblağ bankada olduğuna dair banka kayıtları
--
6. Uçak bileti rezervasyonlarınız (Confirmation maillerinin çıktısını alabilirsiniz)
--
7. Maaş bordronuz (son üç aylık)
--
8. Bu madde özel ama öğretmenseniz bir de yurtdışına çıkış izni almanız gerekiyor.
Bizi en çok yoran bu oldu. Elden takip edelim çabuk bitsin dedik ama Milli Eğitim Müdürlüğü Kayıt ofisinden başlayarak Vali yardımcısına kadar uzanan bir yolculuk oldu.
Sayamadım ama herhalde 10 kapı çalmışızdır.
Vali adına Vali yardımcısı da izin verdi.
Özlük işlerinde Hediye Hn. özendi bizim planları dinleyince, "Milanodan bir ayakkabı alın mutlaka" tavsiyesini verdi ve bir fotoğraf istedi masasına koymak için. Tamamdır, ilk sipariş :)
Müdür yardımcısı da "Hocam bizde de iyileşme var galiba" deyip gülümsedi. Anlayamadım ne demek istediğini. Meğer koca yazıyı anında okumuş, "Öğretmenlerimiz artık arayıl tatillerini İtalya'da geçiriyor, gelişiyor durum demek" dedi. Ben bunun ekonomik tatil olduğunu anlatmaya çalıştım. Aman tehlikeli, maaşların fazla geldiğini düşünmesinler...
Tüm bu belgelere ek pasaportun ilk ve son sayfalarının, varsa daha önce alınmış vizelerin, seyahat sigortasının fotokopileri de eklenecek...
Bitti mi..
Galiba...
Emin değilim, çünkü belgeler şu an yolda. Konsolosluğa ulaşmadı henüz...
Sonuç pazartesi.
Ben eksiklikler varsa yazarım tekrar.
Umarım red almayız...
:)
Tüm bunlar işte bunun için:

Cuma, Ocak 05, 2007

Bu hafta kısacık ufacıktı belki ama yetti her yönden, aşağıda anlatılacağı sebepten.
2 gün açıktı sadece okul bayram tatili olduğundan.
Ama 2 gün yetti: Çocukların söylediklerine gülmeye, geç kalanlara kızmaya, hastalık-kaza haberlerine üzülmeye, halimize şükretmeye. Yetti hepsine zaman.
En çok da "İyi ki burdayım" demeye.
Bunu söyleten sebep:
Olay bir perşembe günü öğleden sonra 6. dersin başında şekillenir.
Öğretmen Özlem 5 günlük tatil sonrası tam gün ders yapmış olup olunabilecek kadar yorgundur.
Son ders için kapıdan girer.
4A vardır sahnede.
Bir kaos, bir gürültü, bir yerleşememe, sandalye çekme, "O benim sandalyem arkasında adım yazıyor" cümleleri ile birlikte.
Öğretmen Özlem bekler sınıfın ortasında durup.
Ama kaos bitecek gibi değildir.
Kulakları tıkama, ciddi ciddi bakmalar, kitapla yüzü kapatma... (ki bu yöntemler zamanında test edilip başarısı tescillenmiştir)
Hiçbir yöntem işe yaramaz.
10 dakika kadar bir süre böyle geçtikten sonra sınıf sakinleşir.
Ayakta sessiz öğretmenin yüzüne bakmaktalardır.
Ne olmuştur ki, öğretmen köpürmek üzeredir.
Onlar ne yapmıştır???
Öğretmen küser o ders için ve ders işlememe cezası vereceğini söyler.
Bu haber 7 ve 8. sınıflar için ödül olacağından sevinç nidaları ile karşılancağı kesindir.
Ancak onlar için "Yaaaa, öğretmenimmmm lütfen, özür dileriz" ler ve sıraya vurma gibi tepkiler başgösterir.
:)
Öğretmen hiç istifini bozmaz, zaten çok sinirlidir.
Öyle 7-8 dakika kadar öğretmen sınıfa, sınıf da öğretmene bakar.
Tam bir sabır denemesi.
Öğretmen yüzlerindeki ifadelere gülmek istese de numaraya devam.
Başladı artık oyun, sonlanacak, çaresi yok.
Biri dayanamaz özür mektubu yazmaya başlar.
Küçük yaş sınıflarında biri ne yaparsa hepsi arkasından gittikleri için tüm sınıfta bir edebiyat havası eser.
Öyle ki bir ara duygular dile gelip akrostiş çalışmalr olarak kağıda dökülür.
....
sonrası:
O anda okumadım, yumuşarım diye.
Bankada sıra beklerken okudum ve çok eğlendim, duygulandım, şanslı hissettim, güldüm.
Haftanın şiir yarışması birincileri karşınızda (Hepsi 1.)
Noktasına, virgülüne dokunmadan...
------
Özledim o güzel kokunu
Zalim kalbimi sana vericem kabul edersen
Lale kokusu var üzerinde özlettin kendini
En güzel insansın sen
Melekler gibi uçuyorum sevinçten gökyüzüne
-------
Öğretmenim özledim seni
Zalimce davranma affet beni
Laleler, güller feda olsun sana
En çok sevdiğim öğretmensin
Melek gibisin ama inadın var.
--------
Öğretmenim sizi çok seviyoruz
Zor olur öbür öğretmene alışımız
Lale gibisiniz
Elimizde yok kopya
Melek gibisiniz
-------
İngilizceyi öğreten
Sensin bana öğretmenim
Bizi sevindirdin
Bizi neşelendirdin öğretmenim.
Senin dersine girerken
Bir heycan bir sevinç
Kaplar kalbimi
Derse girmenizi heycanla beklerim.
------
Özellerin özeli
Zekilerin zekisi
Lalelerin bir tanesi
Evet deyin ne olur
Melek öğretmenim
------
Sınıfa girince her sabah
Güler yüzünle gelince
Güzel ders işlerdik orada
Orası bizim sınıfımız değil
Senin sınıfın
Şimdi küstün bize konuşmuyorsun
Artık ders işlemiyoruz
Sizinle birlikte
İşallah bizi ad edersin.
------
Ben bunu sevdim.
Arada bir kızar gibi yapmak lazım...
Yoksa bir daha nerden bulurum böyle şiirleri, kim yazar ???
:)

Pazartesi, Ocak 01, 2007

İYİ YILLAR

İYİ YILLAR OLSUN HERKESE...
GELEN GİDENİ ARATMASIN.
HERŞEY YOLUNDA GİTSİN.
MAAŞLARA GÜZEL ZAMLAR GELSİN.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR ARTSIN.
PARASI ÇOK OLANLAR AZ DA OLSA OLMAYANLARI DA HATIRLASIN.
TRAFİK TIKANMASIN.
DEPREM OLMASIN. ARTÇISI DA ÖNCÜSÜ DE OLMASIN.
ÖĞRENCİLER SINAVLARDA ÇOK ÇOK BAŞARILI OLSUN.
(ÖZELLİKLE BİZİMKİLER)
HUZUR OLSUN.
SAĞLIK OLSUN.
2007 UNUTTURSUN UNUTMAMIZ GEREKENLERİ
:)
web site counters
Expedia Coupon
Locations of visitors to this page