Perşembe, Haziran 29, 2006

Kırkpınar 2



Dün blogger'da genel bir sorun vardı sanırım.
Kırkpınar mesajı yarın kaldı.
Birkaç fotoğraf daha var, görmenizi istediğim :)
Buyrun...
Bu kadar dikkatli izlenebilir ancak
:)
Çok şekerler
Misafir ekiplerden biri
Sentez:
Bayrak-Minare-Viyolensel
Her zaman bir araya gelemez bu üçlü
:)
Burhaniye ekibiEfeleri izler en minik meraklı...
O'nun görmek istediği görüntü.
Dünya çocukları bizde misafir..
"Barış"ı anlatmaya önce çocuklardan başlamak lazım.
Bizden geçti artık.
Bizim beyinlere öyle yazılmış, "düşmanı ... tarihine ... ovasında bozguna uğrattık..."
Tarih kitaplarına kalırsa olacak iş değil.
"Düşman" yazar hala tarih kitaplarında.
Ordan başlamalı temizliğe

Çarşamba, Haziran 28, 2006

Kırkpınar misafirleri :)


Kırkpınar etkinlikleri başladı, kent de renklendi, hareketlendi.
Çarşıda öylesine dolaşırken karşınıza gösteriler çıkabiliyor, planlar değişebiliyor.
Müge Hocamla alışveriş amacıyla çıkıp rota değiştirdik.
Çok da iyi oldu.
Uzaklardan, yakınlardan misafirler vardı.
Bol bol da emek vardı hazırlanan gösterilerde.

Bu güzelim akşamın tek eksisi yanımdaki milliyetçi, herşeyi çok iyi (!) bilen amcaydı.
Hangi ekip çıkarsa çıksın yorum değişmedi: "En güzel bizim oyunlar. Ne bu böyle ağır ağır, içim bayıldı. Halk oyunu dediğin...." gibi cümleler kurdu durdu. O da farklı bir renkti işte, ne yapılır ki?
"Farklı olmaları güzel değil mi?" desen anlar mı, anlamaz. Dedim, denedim, " Ama...." diye başladı gene bildğini okudu. Kendi haline bıraktık, coştu bizim oyunlarda. Diğerlerine de eşsiz yorumlarını esirgemedi tabii. Olsun, olacak... :)En çiçekli ekip :)
Komşu Bulgaristan
Diğer Bulgar ekip
Türkçe söylediler.

Edirne olarak severiz şenlikleri, kaçırmayız :)

Batı Trakya azınlıkları..

Yunanistan ekibi

Perşembe, Haziran 22, 2006

NİCE YILLARA DOSTUM

Türk eğitimi ve öğrencileri için gerçek bir şans olduğuna inandığım başarılı öğretmen adayı Stajyer Elif TAŞ
(ki kendisi benim Dostum olur en yakınından)
geçen hafta itibari ile zorlu süreç olan adaylık eğitimin başarı ile tamamlayarak
ASİL ÖĞRETMEN sıfatını adına eklemeye hak kazanmıştır.
(Tabii bu süreçte benim kurs notlarımın ve engin (!?!) deneyimlerimin de katkısı var hani)
İlk Asil Öğretmen maaşı ile bize Meriç Nehri kenarında yemek ısmarladı.
Hem de mum ışığında (sarı-mavi mumlar)
Öğretmenleri muma benzetiler. Etrafını aydınlattıklarını düşünerek
Ben sevmiyorum bu benzetmeyi.
Baksanıza resme mum eriyip bitiyor.
Tamam amacı güzel, aydınlatıyor karanlıklara son
Ama neden kendisi erisin bitsin.
Neye benzer en çok öğretmen bilmiyorum;
ama mum olmasın.
Bir öğrencim rehberlik derslerinden birinde
"Öğretmenim, siz jeneratörsünüz." demişti.
Bozuldum önce, cesaret edip "Neden?" diye sorunca da,
"Çünkü siz güçlü ve donanımlı olursanız, benim elektriğim yetmediğinde kesildiğinde
ben sizinle aydınlanabilirim"
Onların hayal gücü bizden daha iyi çalışıyor, bu kesin.
Var mı başka fikri olan?
Neye benzer öğretmenler?
Nasıl güzel benzetmeler gelirse gelsin,
bu öğrencimden daha yaratıcı bir benzetme olmayacak ama hadi deneyelim...

Cuma, Haziran 16, 2006

ŞEHİRİÇİ GEZİMİZ

İnsanın içinde yaşadığı şehri ne kadar tanıdığını anlayabilmesi için bir yabancı gibi şöyle bir turlaması gerekiyor. Yaz aylarında misafirlerim olurdu, tabii ki çok bilinen yerleri dolaştırırdım misafirlere. Onlar sorular sordukça bilmediklerini farkediyorsun.

Bu perşembe günü okulumuzun 6-B ve 7B sınıfındaki öğrencileri aldık ve şehir turuna çıktık. Sevgili Rehberim bu kez de rehberimizdi. O bu işi çok iyi yapıyor. Şansımız da yaver gitti ve ziyaret ettiğimiz her yerde hep çok güzel karşılandık. Görevliler gerekli tüm bilgileri verdiler bize. Bu da grup avantajı.
Sabah 9'da başlayan gezi saat 16'ya doğru yola çıktığımız yerde, okul bahçemizde bitti.
Yorulduk ama değdi, çocuklar kendi aralarında "Ben görmemiştim Selimiye hariç bu yerleri.." vb. konuşmalarını duyunca yorgunluk kalmıyor. (sadece bir başağrısı kaldı; o da 38 öğrencinin sorumluluğunun verdiği stres ve otobüsteki şamatadan :)
Teşekkürler :
---Rehberim (iz) Amire Öğretmenimiz
---7-B sınıfımızın sorumluluğunu beraber paylaştığımız Elif Öğretmenimiz
---Gezdiğimiz yerlerde bizimle yakından ilgilenip bilgilendiren görevliler (Bulgar Kilisesi Papazının eşi, Selimiye Hocası, Fazlı'nın yerindeki misafirperver çalışanlar, unuttuklarım...)
---Servis kaptanımız :)
---Bizi üzmeyen öğrencilerimiz
--- Milli Eğitimden izin almamızı kolaylaştıran Okul Müdürümüz ve okul idaremiz

Fotoğraflarda sıra:
Yaramazlıklarıyla kızdırsalar da, böylesi yardımlarıyla gururlandırıyorlar bizi.
Aferin sana Ayla... :)
Bulgar Kilisesinde bize tüm ayrıntılarıyla bilgilendiren kilise papazının eşi
Çocukların bazıları "Ben girmem, günah" deseler de hepsi meraklarına yenilip birer birer girdiler.
Nasıl şartlanmışlar, nasıl tabuları var şaşırtıyor insanı.
Farklı dinlere, inanışlara, kültürlere alışmaları gerek.
Farklıyız ama dostuz bilsinler.
O kadar sıcaktı ki ev sahibi, ısınıyorsun.
Senden farklı tamam ama bize yakın...
Çocuklar çok sevdiler
Kiliselerin alışılmışı mumlar

Kiliseden hemen sonra Selimiye Camii ziyareti.
Bu kez Hocanın anlattıklarını dinliyoruz.
Görülebilecek en modern hocalardan.
Sabahları bisikletiyle geliyor işine.
Güneş gözlükleri var ve ona yakışıyor.
Hepsinden de önemlisi aydın.
Dış görünüşü kadar düşünceleri de modern, aydın, yenilikçi.
Dünyanın farklı yerlerindeki mimarları büyüleyen şaheser Selimiye'nin o kadar çok bahsedilecek özelliği varken insanların ters laleye saplanıp kalmalarını kabulenemiyor.
Çocuklar eminim bundan sonra daha farklı bakacaklar yanından geçerken ya da ileride gelen misafirlerine gezdirirken ters laleye koşmadan önce mimari özelliklerini anlatacaklar.



Yemek molası.

Çok acıkmışlar. :)

Fazlı'nın kahvesindeki çalışanlar sağolsunlar bizi tam yağmur bastırdığında aldılar içeriye.

Yoksa ıslatacaktık çocukları.

Ucuz atlattık

Külliye bahçesinde biriken suya yansıyan görüntü.

Bu külliyede akıl hastaları su ve müzikle tedavi edilimiş, Avrupa'daki hastalar içine şeytan girdi diye yakıldığı zamanlarda.

Bu bahçede hastalık kalmaz sanırım

Ekip toplu olarak Müze çıkışında...

Cumartesi, Haziran 10, 2006

Binbir Surat Ceyda...

O bizim ailenin en miniği, en ilgi odağı, en sevimlisi... (Şimdilik :))
O bir Ördek, O bir yıldızı erken parlayan yetenekli bebek.
Ben söylüyorum bu çocuk sanatçı olacak.
Mimikleri, tepkileri, yüzündeki ifadeler (belki kendi bile farkında değil ama),
duruşu, yürüyüşü, gülüşü, iç çekişi bile manidar onun.
Ya oyuncu olacak, ya da balerin.
Ya da ne bileyim içinde yaratıcılık olacak bir sanat dalı.
Işık var ışık, söylüyorum şimdiden
"Ne oluyor yaaa?!?"
"Hayat yordu beni" bakışları
Muzur
Yorumsuz
Duruşa dikkat...

Perşembe, Haziran 08, 2006

ÇANAKKALE NOTLARI

Ben diyorum, leyleği havada gördük. Her haftasonu biryerlere doğru düşüyoruz yola.
Bu kez rota Kirazlı-Çan - Çanakkale
Blog da yavaş yavaş Travelblog olmaya başladı.
Ama gezgin öğretmen ya gezi yazar ya da okul-öğrenci. Başka ne olsun?
Tavsiye eder miyim, evet ederim bu rotayı. Ama sanki arabayla değil de bisikletle gidilmesi gereken bir rotaymış gibi geldi.
Sürprizli bir yol bu. Küçük dereler, baraj, bol bol yeşil var.
Durup fotoğraflamalık...
Edirne-Uzunköprüden sonra Çanakkale yoluna çıkılır. Çanakkale merkez değil de Çan yoluna sapılır. Kirazlıdan geçilir. Orda mola verilir, çevirmesi ünlü, yenilebilir.
Kirazlıdan şifalı sudan içilir, istenirse şişelere doldurulur.
Çan Merkez görülmese de olur. Kirazlıdan dönülse iyi olur.
Çanakkale'ye devam edilir. Sahil turu mutlaka atılır.
Öğretmenevinde bir mola...
Peynir helvası yenir. Zaman varsa kale ziyaret edilir. Limandaki çarşıdan hatıralıklar alınabilir.
Vapura binilip Anadolu'dan Avrupa'ya geçilir. geliş yolunu aratmayan bu kez bol mavi ve deniz manzarasına doyulup eve dönülür.
Biraz fotoğraf şimdi:
Babacımla, annemin objektifinden :)
Yol boyunca insana "Maldivlere mi geldik?" dedirten görüntülerden
Çiçek güzel ama sanki ütüye ihtiyacı var. :)
Kirazlı Köyündeki şifalı su.
Tadı biraz garip içine limon sıkılmış soda gibi.
Ama böbrekler için Calgon görevi görüyormuş.
Sanırım içmeye değer.

Yemek molasında sincaplar masanıza düşebilir dikkat :)

doğal yaşam bu

Dayanamayıp verdiğimiz molalardan 28. si :)

Annem de çok sevdi bu molaları ama arabada geçirdi bu zamanları, biz keşf-i alem yaparken. :)


Peynir helvası için en iyi adres Hüsmenoğlu: Babalığın Torunları...

2 tür var: sade ve fırınlanmış.
İkisini de deneyin bence
Truva filminde kullanılan at, Çanakkale sahilinde karşılıyor ziyaretçileri

Deniz işte deniz yine. :)

YAPMADAN DÖNME:

*BOL BOL MOLA VERİP FOTOĞRAF ÇEKMEDEN

*GÖRÜLEN HER ÇEŞMEDE SU İÇMEDEN ( ÇOK LEZZETLİ SULARI BURALARIN)

*ŞİFALI SUDAN İÇMEDEN

*TRUVA ATINI GÖRMEDEN

*PEYNİR HELVASININ TADINA BAKMADAN

*

*

*

(BURALAR DA SİZE KALSIN)

web site counters
Expedia Coupon
Locations of visitors to this page